1. Sodexo’yu biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?
Sodexo Grubu olarak dünyanın en büyük 18’inci işvereniyiz. 53 ülkede 422 bin çalışanımız var. Türkiye’de de Sodexo Avantaj olarak 30 yıldır faaliyet gösteriyoruz. Artık yemek kartı denildiğinde akıllara Sodexo geliyor. Sektör ile özdeşleşmiş ve sektörün jenerik ismi haline gelmiş bir markayız. Yemek çeki ile başlayan yolculuğumuz önce yemek kartına, sonra mobil karta dönüştü. Pandeminin de etkisiyle, kullanıcıları her yerden yemek ve tüketime hazır gıda siparişlerini vermelerini sağlayacak online sipariş mecraları ile buluşturarak iki sene içinde işlem adedimizin 10 kat artmasını sağladık. 30 yıl içerisinde biz sadece yemek dünyasını değil, çalışan dünyasını da değiştirdik. Bugün; 120 binden fazla noktada, 30 bin firmanın yaklaşık 1.5 milyon çalışanının yanındayız. 30’uncu yılımız itibarıyla bu faaliyetlerimizi artık yepyeni bir markayla gerçekleştireceğiz.
2. Yemek kartı sisteminin ekonomik katkılarını anlatabilir misiniz?
Yemek kartları, 81 ilimizde yaklaşık 50 bin küçük işletmede kullanılıyor. Bu işletmelerin yaklaşık 250 bin çalışanı var ve yemek kartları aracılığıyla bu işletmelere sağlanan hacim yıllık 35 milyar TL’yi buluyor. Bu noktada yemek kartları 5 milyona yakın çalışanın, aylık yaklaşık 3 milyar TL tutarındaki harcamalarını kayıt altına alarak, kamunun ciddi bir vergi gelirini garanti altına alıyor diyebiliriz. Devletimiz için bu kadar önem arz eden yemek kartı sektörünün istihdama da önemli katkıları bulunuyor. Sektörümüz, restoranlar ve ayrıca yarattığı tedarik zinciriyle 166 bin kişinin istihdamını sağlıyor.
3. Türkiye’de 30 yıldır yemek kartı sektöründe adeta jenerik bir marka durumundasınız. Yemek çeki ile başladığınız yolculuğunuzda birçok değişim ve dönüşümden geçtiniz, şimdi ise yeni bir isimle yolunuza devam etme kararı aldınız. Bu değişimin temel nedeni nedir?
İş dünyası dijitalleşme, küreselleşme ve sosyo-ekonomik değişimlerle sürekli bir dönüşüm içinde. Özellikle pandemi sonrasında hızlanan bu dönüşüm; esnek çalışma saatleri, uzaktan çalışma ve iş-yaşam dengesinin önemini artırmaya devam ediyor. Artık çalışanlar, işlerinde sadece finansal bir kazanç aramıyor; iş tatmini, kariyer gelişimi, öğrenme ve gelişme fırsatları ile anlamlı ve katılımcı olabilecekleri bir çalışma ortamını önemsiyorlar. Çalışanların değişen ihtiyaçlarına daha iyi karşılık verebilmek için kimliğimizi, sunduğumuz ürün ve fırsatları değiştirdiğimiz yepyeni bir marka yarattık. Artık kendimizi sadece yemek avantajı sunan bir marka yerine “Çalışanı mutlu etmek için çalışan” bir marka olarak tanımlıyoruz. Pluxee olarak tüm tüketicilerimize, üyelerimize ve müşterilerimize, değerli olan her şeyi dolu dolu yaşamaları için, yemek kartından çok “daha fazla”sını sunarak, yepyeni bir dünyanın kapılarını açmayı hedefliyoruz.
4. Pluxee isminin çok güzel bir anlamı var. Bunu da paylaşır mısınız?
‘Plux’ pozitifliği, yani hayatı daha keyifli hale getirme fırsatlarını temsil ederken aynı zamanda da yaratılan artı değere atıfta bulunuyor.
‘X’, tüm paydaşlar için yaratılan değerin katlanarak büyüme taahhüdünü sembolize ediyor. Sonundaki “ee” harfleri ise İngilizce’de “employee engagement” anlamındaki çalışan deneyimini; çalışan dünyasında herkesin nasıl yaşayacağını, çalışacağını seçme özgürlüğünü temsil ediyor.
5. Pluxee’ye dönüşümünüz ile çalışanların, işyerlerinin hayatına ne gibi yenilikler gelecek ne gibi faydalar sağlayacaksınız?
Pluxee ile birlikte tüm ürün ve hizmetlerimizden mobil uygulamamıza, marka kimliğimizden ödeme altyapımıza kadar her şeyin değiştiği bir dönüşüm süreci geçiriyoruz. Öncelikle kullanıcılarımıza yemek faydasının da ötesinde çok çeşitli yenilikçi ve dijital çözümlerimiz aracılığıyla, onların refahına katkıda bulunacak anlamlı, ilgi alanlarına hitap eden ve kişiselleştirilmiş deneyimler yaratacağız. Ürün ve hizmetlerimizi, yemek ve gıdadan kültüre, hediyeden sağlık ve mobiliteye kadar pek çok alanda insanlara daha fazla değer katacak şekilde çeşitlendireceğiz. Kullanıcılarımıza Pluxee ile kişiselleştirilmiş yeni bir deneyim alanı yaratırken aynı zamanda kullanım kolaylığı, çeşitlendirilmiş, hızlı ve güvenli ödeme seçenekleri de sunacağız. Pluxee’nin dijital çözümleriyle kurumsal müşterilerimizin ve tüm kullanıcılarımızın günlük ihtiyaçlarına hızla yanıt verebileceğimiz bir esneklik sağlayacağız. Yan haklar çeşitlendikçe, işverenlerin bu sistemi yönetmesi daha da kolaylaşacak. Bu dönüşümden yalnızca çalışanlar ve işverenler değil, üye işyerlerimiz de faydalanacak. Pluxee ile üye işyerlerimizin yeni ödeme teknolojilerine uyumunu kolaylaştırırken maliyetlerini azaltmayı, kazançlarını da artırmayı hedefliyoruz.
6. 2024 yılı için en önemli gündem maddeleriniz neler olacak? Önümüzdeki süreçte ne gibi hedefleriniz var?
2024 yılında ajandamızın en önemli gündem maddesi elbette Pluxee markamız olacak. Bununla birlikte her zaman olduğu gibi yine datayı işimizin merkezine koyarak, çalışanların sesini işverene duyurmayı önceliklendireceğiz. Çalışanların hangi markaları tercih ettiği, hangi yan haklara daha fazla ihtiyaç duyduğu hakkında verileri işverenlerle paylaşarak her iki tarafı da daha mutlu etmeye çalışacağız. İkinci önceliğimiz ise; tüm bu ihtiyaçları adreslerken çalışanların dünyasını zenginleştirmek için yeni işbirlikleri yapacağız. Böylece ürün ve hizmetlerimizi zenginleştirmek için yeni yatırımlar yapmaya devam edeceğiz. Bu marka ile kendimizi yeniden tanımladık. Bu doğrultuda diğer bir önemli hedefimiz ise; 200’den fazla çalışanımız ile birlikte, müşterilerimize, tüketicilerimize, üye işyeri ağımıza ve iş ortaklarımıza, her gün daha sorumlu ve sürdürülebilir seçimler yapma imkânı sunmak. Ürün ve hizmetlerimizle de çalışan yan hak dünyasını zenginleştirmeye odaklanırken küçük esnaf ve yerel kalkınmaya katkı sağlamaya da devam edeceğiz. 2026’ya kadar küçük esnaf ve işletmeler için yarattığımız iş hacmini üç katına çıkarmayı hedefliyoruz.
7. Yemek kartı sektörü sizin için lokomotif olacak. Bu dünyaya nasıl katkılar sunacaksınız?
Özellikle ’lerimize can suyu sağlıyoruz diyebilirim. Bugün Türkiye’de 50 bine yakın restoran, kafe ve büfede yemek kartı kullanılıyor. Küçük ve orta büyüklükteki restoranlara düzenli bir müşteri akışı sağlayarak küçük esnafın güçlendirilmesine etki ediyoruz. Güncel olarak baktığımızda KOBİ’lerden oluşan küçük restoran, lokanta, kafe ve yerel market gelirlerinin yüzde 20 ila 40’ının yemek kartlarından geldiğini görüyoruz. Bunun da ötesinde buradaki işgücünü destekliyoruz. Bu ekosistem sayesinde yaklaşık 250 bin ek istihdam yaratıyoruz.
8. Yenilikleriniz arasında teknolojik dönüşüm de var mı? Nasıl bir dönüşüm sağlayacaksınız?
Teknolojik dönüşüm aslında bu işin kalbinde yatıyor. 30 yıl önce bu işe ilk olarak yemek çekleriyle başladık. Daha sonra değişen ihtiyaçlarla birlikte yemek kartına geçiş yaptık. Ancak günümüzde ne çek kullanıyoruz ne de kart. Mobil uygulamalar hayatımıza girdi ve o uygulamalar yalnızca yemek ihtiyacımızı gidermiyor, bununla birlikte farklı kategorilerde de alışveriş yapabiliyoruz. Yine mobil uygulama üzerinden online sipariş verdiğimiz ve online ödeme yapabildiğimiz bir dünyaya dönüştük. Her şey dijitale döndü. Biz de Pluxee ile birlikte dijital deneyimi kusursuzlaştırmaya devam edeceğiz ve 5 yıl içinde teknoloji yatırımlarımızı 6 kat artırmayı hedefliyoruz. Teknoloji yatırımlarımızın yüzde 94’ünü dijital yatırımlar üzerine olacak şekilde planladık. Müşterilerimizin memnuniyetini her sene düzenli olarak ölçümlemeye ve bu çalışmalar sonucunda çıkan sonuçlar için titizlikle çalışmaya devam edeceğiz.
YEMEK KARTLARI ŞEFFAF BİR SİSTEM SUNUYOR
* Yemek kartları KDV açısından değerlendirildiğinde nasıl bir fayda sağlıyor?
Tüm ödeme süreçleri dijital olduğu için, yemek kartları kamu için şeffaf ve geriye dönük kontrol edilebilir bir sistem sunuyor. Bu sistem sayesinde yemek kartı şirketleri, KDV’yi müşteriden (işverenden) peşinen tahsil edip kullanıcının restoranda harcamasını beklemeden devlete ödüyor. Bu sebeple KDV sistemine çok büyük katkımız bulunuyor.